AŞKIN FONKSİYON/İŞLEV
Önsöz Bu deneme 1916’da yazılmıştır. Yakın zamanda Zürih’teki C.G. Jung Enstitüsü öğrencileri tarafından keşfedilmiş ve İngilizce çevirisiyle ilk, geçici haliyle özel bir baskı olarak yayınlanmıştır. Yayın için hazırlamak amacıyla, ana düşünce akışını ve kaçınılmaz sınırlılığını koruyarak el yazması üzerinde çalıştım. Kırk iki yıl sonra sorun güncelliğinden hiçbir şey kaybetmemiştir, ancak materyali bilen herkesin görebileceği gibi…
Türkçe Literatürdeki C.G. Jung Kavramları Hakkında
Çeviri, kavram ve kültür inşasının etkileşimi üzerine bir giriş yazısı niteliğinde, okuma yaparken karşılaştığım bir durumdan ötürü yaptığım bir incelemeyi ve bununla ilgili yorumlarımı paylaşmak, en azından belki bazı zihinlere çarpmasını sağlayıp belki bir farkındalık uyandırmak ve yaptığım işlerden ötürü duyumsadığım sorumluluk bilinciyle konuyu es geçmediğimi bu yazıyla bildirmek istedim. Öncelikle Jung’un, ‘İnsan Ruhuna Yöneliş’…
Jung’un Bollingen Kalesi
Jung 75. yaşında (1950), The Bollingen Tower’ın (Bollingen Kalesi’nin) batı kısmına, Zürih Nehri’nin kıyı şeridine bir taş küp koydu ve 3 tarafına yazılar kazıdı. Bir yüzüne kazılan yazı Rosarium Philosophorum’dan: Latince: Hic lapis exilis extat, pretio quoque vilis, spernitur a stultis, amatur plus ab edoctis. İngilizce: Here stands the mean, uncomely stone, ‘Tis very cheap in…
Samimiyet
İnsanlar, kendilerine açık olmadığı zaman başkalarına da açık olamazlar. Samimiyet bu demek.
Toplum
Bireyin, kendisini –toplum– olarak adlandırılan bir şeye aidiyet hissetmesi; kültürel yapı ve ilişkilerin yansımasının zihin yoluyla içselleştirilmesi ve bunun etrafında ‘toplanmasıyla’ ortaya çıkar. Bu toplaşma organizmanın kendi bütünlüğü içinde zorunlu gibi gözükse de büyük ölçekte sebebi sevgidir. Büyük ölçeğe, büyük resme odaklandığımızda Jung, toplumların (beşerin) hareketini “Gözü olmayan dev bir solucan” olarak betimlemiştir. Göz (gaye)…
Peygamberlik Mertebeleri
Lütfi Filiz’in Noktanın Sonsuzluğu kitabının 3. cildindeki Peygamberlik Mertebeleri üzerine: Hz. Peygamber’in, “Âdem daha su ile toprak arasındayken ben vardım” demesinin sebebi onun ‘Potansiyel’ olarak öncesiz ve sonrasız, hep varolduğunu imâ etmesidir. Sibernetik kavramıyla da açıklanabilir bu durum; yani bu bağlamda sonucun sebeplerini oluşturmasıyla. Bu, kitapta da bahsedilen konuyu yani Adem’den Hatem’e olan kemalatı da…
Kadim Dünya Düzeni
Eskiden(bu yazı yazılmadan 3 ay önce) bütün insanlığın kendini inandırdığı şeyler; dünya algısı, nasıl yaşayacağı, ne hissedeceği, ne yiyeceği, ne tüketeceğiyle ilgili kendisine dayatılan ve dayattığı şeyler ne olacak? Ne yapacağız artık günlük yaşamamızı sürdürmeyle alakalı artık hiçbir yararı olmadığını gördüğümüz ve şimdiye kadar edinmeye çalıştığımız bu kadar bilgiyle? Hadi yine dünya salgın öncesi haline…
Ölüm
Hep burun burunayız ama sürekli kafamızı çeviriyoruz. Burun buruna derken bile sanki biliyormuşuz gibi geliyor fakat hiçbir bilgimiz yok. Sadece bir şeylerin sonlanacağının sezgisi var, o kadar. Ölüm, doğrudan kendini açık-seçik bir şekilde belli etmiyor, ne olacağını bil-dirmiyor. Kendini bildirdiği salgın durumu ne kadar geçiciymiş gibi gözükse de olayın ciddiyeti toplumsal olarak kavranmaya başladıkça, karantinanın…
Yazı/Yazma
“Başlangıçta kelâm vardı.” Sonra Goethe dedi ki: “Im anfang war die tat” – “Başlangıçta amel vardı.” Sanki burada Goethe “Başlangıçta Söz(Wort) vardı” önermesine bağlı olarak, kelimelerin değil eylemin olduğunu imliyordu. Ama işin hakikatine baktığımızda aslında iki kaynakta da aynı şeyden bahsediliyor. Goethe’nin Faust’ta yapmak istediği şey, aslında Kutsal Kitaptaki şeyi tevil etmekti! Yani başlangıçta olan…
Gaye
İnsan bazen yaptıklarına ya da halihazırda akış içerisinde bulunduğu duruma o kadar kapılıyor ki, bunu ne için yaptığını unutuyor. “Yahu zaten hatırlanacak ‘tek’ bir şey mi var ki, heh tamam ‘gaye’mi hatırladım diyebileyim?” Çok güzel bir soru, haydi bunu ele alalım: Hatırlanacak bir şey: Her şey Allah için. “Hey şeyin amacı sevgi, muhabbet, temiz yürek…
Blogumu Takip Edin
Yeni içerik doğrudan gelen kutunuza iletilsin.